...

Türkiye gaza gelmedi, gaza gitti

Yorum Materials 12 Aralık 2015 11:32 (UTC +04:00)
Türkiye gaza gelmedi, gaza gitti
Türkiye gaza gelmedi, gaza gitti

Trend takip edin

Trend Haber Ajansı Türkiye Masası

Rusya ile yaşanan krizin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kez dünyanın en büyük 4. doğalgaz rezervine sahip Türkmenistan'a gitti. Daha önce gittiği Kadar'dan eliboş dönmemiş, ülkeye LNG ithalininin artırılması için anlaşma imzalamıştı. Seçimlerin ardından ilk yurdışı ziyaretini gerçekleştiren Başbakan Davutoğlu ise Azerbaycan'a gelmiş, Azerbaycan'ın ve Türkiye'nin ortak yürüttüğü TANAP doğalgaz projesinin hızlandırılacağını bildirimişti.

Doğalgaz zengini ülkelere bu şekilde art arda çıkarma yapmanın tek nedeni sadece Rusya krizi değil. Türkiye'nin büyük hedeflerinden biri de coğrafi konumundan yararlanarak enerji merkezi olmaktı. Uçağın angajman kuralları gereği düşürülmesinin ardından yaşanan kriz sadece bu süreci hızlandırdı. Rusya'nın malum olayın ardından sonra aldığı sert tavır, Türkiye'nin büyük ölçüde doğalgaz aldığı bu ülkeden enerji bağımsızlığını artırmaya ve Rusya'dan alınacak doğalgazı minimuma endirmek için strateji geliştirmeye neden oldu.

Daha önce, enerji bağımsızlığı alanında Akkuyu atom santral için Erdoğan'ın verdiği "Ruslar yapmaz ise bir başkası gelir yapar" mesajı da bu şekilde anlaşılmalıdır. Bunun ardından gelecekte yapılacak 2 yeni santral için başka ülkeler ile görüşüldü. "Türk akımı" konusunda Rusya'nın dondurulma açıklamasına, Erdoğan'ın verdiyi "Türkiye'nin taleplerine uymadığı için rafa kaldırıldı" yanıtı da, aslında daha önceden gelişen kriz nedeni ile çoktan çözümler arandığını bildirmektedir. Tabii ki şu aşamada, Rusya'nın doğalgazı kesmesi beklenmiyor. En azından 2025 ve 2021'e kadar iki ülke arasında olan doğalgaz alım anlaşmasının Rusya tarafından ihlali uluslararası ticaret etiğine uymaz ve Moskova 2. en büyük doğalgaz alıcısını kaybetmek istemez.

Buna rağmen bu anlaşmalar, Türkiye'nin önünü yeni kaynaklar aranmasında kesmemeli ve zaten Türkiye de bu konuda gerekli adımları atıyor. Bu bağlamda Erdoğan'ın Türkmenistan ziyareti daha da özel bir önem arz ediyor. Türkiye ve Türkmenistan arasında 1999 yılında imzalanmış yılda 15,6 milyar m³ hacimli doğalgaz alım anlaşması var. Ama bazı teknik ve siyasi nedenlerle doğalgazın Türkiye'ye iletilmesi henüz gerçekleşmedi.

Aslında Türkmen gazının Türkiye ve Avrupa'ya ulaştırılması için gereken altyapının önemli bir kısmı şu anda mevcut (Güney Kafkasya Boru hattı) ya da inşa halinde (Doğu-Batı hattı, TANAP, Trans-Adriyatik boru hattı). Eksik olan ve en önemli kısım Türkmenistan'ı mevcut altyapıya bağlayacak yaklaşık 300 kilometrelik Trans-Hazar boru hattı.

Trans-Hazar boru hattı düşüncesi 1990'ların ikinci yarısından bu yana Azerbaycan ve Türkiye'nin yanı sıra AB'nin de gündeminde olan ve belirli dönemlerde (örneğin 2006-2009 Ukrayna krizlerinin ardından) tekrar gündeme gelen bir proje. Şimdi ise bu projeye stratejik açıdan ihtiyaç en üst düzeyde.

Trans-Hazar boru hattının Türkiye başta olmak üzere ilgili aktörler için vaat ettiği ekonomik çıkarlar ortada. Türkmen gazının ulaşılabilir olması, kuşkusuz hem Türkiye'nin enerji güvenliğini hem de Avrupa Birliği'nin Güney Doğal Gaz Koridoru stratejisini çok olumlu etkileyecektir. Bu boru hattı sadece enerji çıkarı sağlamayacak, Türkiye'nin sınır kopukluğu yaşadığı diğer Türk dilli ülkeler ile iletişiminde siyasi argüman sağlayacak. Bu, özellikle Orta Asya bölgesinde sadece enerji çıkarından tabii ki çok ama çok daha önemli. Bu konuda kuşkusuz, Başbakan Davutoğlu'nun "Hükümet Programı'nda" belirttiği gibi, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan 3'lü işbirliği mekanizmaları devriyeye girecektir.

Türkiye'nin ise bu projeleri gerçekleştirmek açısından yeterli siyasi birikim ve gücü var. Türkiye Rusya'nın tahrik edici davranışlarına karşı "gaza" gelmedi, daha akılcı ve uzun vadeli çözümler üreterek doğalgaz ülkelerine gitti ve bu hamle de artık ürünlerini vermeğe başlıyor.

Orkhan Guluzade

Son Haberler

Son Haberler